Yaşam Savunucuları, Kazdağları İçin İstanbul’da Buluştu

“Dünyanın oksijen bolluğu yönünden ilk üç yerinden biri olduğu tespit edilen Kazdağları, dört bir koldan saldırı altında. Kazdağları’nda yaşayan hayvanlar, bitkiler, ormanlar, sular ve yaşam alanlarını korumaya kararlı olan Çanakkaleliler, Kazdağları’ndaki yaşamı bitirecek olan ölüm projesi ile yıllardır mücadele ediyor. Çanakkale’nin, Kanada’daki altın madeni fuarında pazarlandığını ve 30 ayrı altın madeni ruhsatı verildiğini aktaran, Artı Gerçek’ten gazeteci Pelin Cengiz, ölüm projelerinin detaylarını verdiği yazısında “Eğer bu projelerin bir bölümü ya da tamamı hayata geçerse Çanakkale ve çevresi tam bir çöle dönüşecek” diyor.”

Yazı:Burak Özgüner | Sivil Sayfalar | 01 Ağustos 2019

Kazdağları’nın başında bir kötülük odağı dolaşıyor: Kanadalı şirket Alamos Gold… Şirketin hem maden tetkik çalışmaları hem de madenden çıkartılacak cevher siyanür ile işleneceğinden bölgede yaşayan hayvanlar da insanlar da bitkiler de büyük bir tehlike ile karşı karşıya. Çanakkale’nin Kirazlı Köyü’nde su nöbetine başlayan yurttaşlar ve STÖ’ler, bu ölüm projesine direnmeye devam ediyor. Su nöbetine bir destek de İstanbul’dan geldi. Farklı mücadele alanlarından birçok STÖ, parti ve oluşum, doğanın Kazdağları’ndan yükselen çığlığına ses kattı.

Bilinen tarihi MÖ 2000 yıllarında başlayan ve Homeros’un İlyada’sında İda Dağı’dan (Kazdağı) “Bol pınarlı vahşi hayvanların anası” diye söz ettiği Kazdağları; eşsiz florası, faunası ve binyıllar öncesinden günümüze ulaşmış efsaneleri, anlatıları ve mitolojik önemiyle hiç şüphesiz ki dünyanın doğal ve kültürel mirasıdır. Bölgede radikal ve çok yönlü bir koruma politikası izlenmesi gerekirken, devlet ve hükûmet, Çanakkale’nin tek içme ve sulama suyunu sağlayan Atikhisar Barajı’nı proje sahası olmasına karar verdi. 

Bakanlık “13.400 ağaç” Dedi Ama 195.000 Ağaç Kesildi

Kirazlı Köyü, Balaban mevkiinde Kanadalı şirket Alamos Gold’un taşeronu olan Doğu Biga Madencilik’e, yurttaşların vergilerinden sağlanan 865 milyon lira teşvikle verilen izinler nedeniyle Çanakkale halkı ve bölgedeki çevre örgütleri, “ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) Olumlu Raporu”nun iptali için 2013 yılında dava açtı ve Danıştay, 2014 yılında “ÇED Olumlu” kararlarını iptal etti. Bu kararın üzerine Danıştay, yeniden görüşülmesi için dosyayı yerel mahkemeye gönderdi; yerel mahkemenin aleyhte karar vermesi üzerine, Danıştay’a itirazda bulunuldu. Hukukî süreç devam ederken, Tarım ve Orman Bakanlığı, Kazdağları’nda kesilen ağaç sayısının 13.400 olduğunu belirtti ancak bölgedeki STÖ’ler, teknik olarak yapılan tespitlerle kesilen ağaç sayısının 195.000 olduğunu duyurdu. Ekoloji örgütleri, bakanlığı halka yanlış bilgi verdiğini ifade ediyor.

Kazdağları’ndaki çölleşmenin güncel durumu

Kazdağları’nda girişilmek istenen bu ölüm projeleri daha tamamlanmadan çok ciddi bir ekolojik yıkıma sebep olmuş durumda… Doğa Derneği, Kazdağları’nın tehlike altındaki otuz bir bitki türü ve tehlike altındaki yedi yarasa türünün yaşam alanı olduğunu aktarıyor. Kazdağları bölgesinde yaşayan hayvan türlerine baktığımızda ayı, karaca, yaban kedisi, su samuru, sincap, yarasa, kirpi, tavşan, porsuk, sansar, tilki, yaban domuzu, kartal, doğan, atmaca, şahin, keklik, tahtalı, çulluk ve balık cinslerinden alabalık ile sazan türleri bulunuyor. Doğa tahrip edilirken bu hayvanlar zorunlu göçe tâbi tutulacak, göç edemeyecek durumda olanlar ise ölüm projeleri sürerken yaşamını yitirecek. Milyonlarca hayvanın yaşamının yanında, bölgede yaşayan yüzbinlerce insan da bu ölüm projelerinden olumsuz etkilenecek. 

Çanakkale’nin Kirazlı Köyü Balaban mevkiinde, Kanadalı Alamos Gold şirketinin,  yerli taşeronu olan Doğu Biga Madencilik eliyle açmak istediği altın madeni projesinin durdurulması için Çanakkaleliler ve çevre illerden gelen binlerce kişi, geçtiğimiz günlerde bir protesto eylemi gerçekleştirdi. İskele meydanında akşam saatlerinde toplanan siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile yurttaşlar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na seslenerek projenin derhal durdurulmasını ve iptal edilmesini istedi. Bu eylemin ardından, proje sahası Çanakkale’nin tek içme ve sulama suyunu sağlayan Atikhisar Barajı’nın üstünde yer aldığı için, yurttaşlar Kirazlı Köyü’nde “su nöbeti” tutmaya başladı.

Harita, bölgede bulunan farklı işletme aşamalarındaki metalik madencilik projelerini gösteriyor. 
Kaynak: Kazdağları Kardeşliği

Kirazlı Köyü’nde başlatılan “su nöbeti”ne destek vermek ve Kazdağları’ndaki ekolojik tahribatı bir kez daha teşhir etmek için, İstanbul’daki yaşam savunucuları, dün Beşiktaş’ta bir araya geldi. 35 sivil toplum kuruluşu, siyasî parti ve oluşumun desteklediği eylemde okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Kazdağları bu bölgede yaşayan yaklaşık bir buçuk milyon insanın, bitkilerin, yaban hayatın, meraların, tarım alanlarının, en önemlisi de su kaynaklarının yaşam sigortasıdır. Ancak, doğal etkenlerin yanı sıra, bacalarından zehir çıkan termik santraller, RES’ler, HES’ler ve madencilik faaliyetleri, efsaneler diyarı güzelim dağlarımızın taşıdığı değerleri, barındırdığı hayvan popülasyonunu olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle madencilik adı altında sürdürülen altın işletmeciliği faaliyetleri, bulunduğu yörelerdeki yaşamsal tüm süreçleri yok etmenin eşiğine getirmiştir. Bunun en son ama en tehlikeli örneği Kirazlı’da yaşanmaktadır.

Proje sahası Çanakkale’nin tek içme ve sulama suyunu sağlayan Atikhisar Barajı’nın hemen üzerindedir. Bu da bize içme suyumuzun kirleneceğini göstermektedir. Kaldı ki çıkarılan cevher, aynı bölgede kurulacak siyanür havuzlarında işleneceği için kirlenmeden öte içme suyumuz zehir saçacaktır. Bu durum ve Çanakkale ve civarında yaşayan başta insanlar olmak üzere tüm canlılar için büyük tehlike arz etmektedir.

“Kazdağları’na yapılan bu saldırı, ekolojik yıkım nedeniyle doğa ve hayvan haklarına da insan haklarına da aykırıdır; Anayasa’nın ihlâlidir.”

Önümüzdeki 15 yıl sonunda iklim değişikliği nedeniyle küresel ısınma tüm şiddetini artıracak, sıcaklık ve kuraklık sonucu birçok canlı türünün yaşamı tehlikeye girecektir. Yakın gelecekte böylesine büyük bir felaketi göğüslemek için Çanakkale’nin Atikhisar Barajı’ndaki tatlı suya mutlak ihtiyacı vardır. Çocuklarımızın geleceği için baraj havzasında üretime geçecek altın madenine izin veremeyiz. Çünkü bu faaliyet Çanakkale’de yaşayan tüm canlıların su hakkını gasp edecektir. Birçok türden hayvanın yuvası olan Kazdağları’na yapılan bu saldırı, ekolojik yıkım nedeniyle doğa ve hayvan haklarına da insan haklarına da aykırıdır; Anayasa’nın ihlâlidir.”

İstanbul’da düzenlenen dayanışma eylemine, Antalya Ekoloji Meclisi, Antalya Yaşam Savunucuları, Arhavi Doğa Koruma Platformu, Artvin Çevre Platformu/İstanbul, Anatolia Vosvos Derneği, Bartın Platformu, Bahçeşehir Gölet Gönüllüleri, Bakırköy Kent Savunması, Beykoz Kent Dayanışması, Derelerin Kardeşliği Akdeniz Platformu, Diren Büyükçekmece, Doğanın Çocukları, EMEP İstanbul İl Örgütü, Fatsa Ünye Doğa Koruma Platformu, HDK Ekoloji Meclisi, HDP Ekoloji Komisyonu, Hasankeyf Koordinasyonu, Haliç Dayanışması, Halkevleri, Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM), Hayvan Hakları ve Etiği Derneği, İstanbul Kent Savunması, Karadeniz İsyandadır Platformu, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Kuzey Ormanları Savunması, Loç Vadisi Koruma Platformu, Munzur Çevre Derneği, ÖDP Ekoloji Meclisi Çalışma Grubu, Politeknik, Roma Bostanı, Sarıyer Kent Dayanışması, Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi, Toplumsal Özgürlük Partisi, Türkiye İşçi Partisi ve Validebağ Gönüllüleri katıldı ve destek verdi.

*Pelin Cengiz’in yazısı: Kanada’da Çanakkale’yi altın madeni fuarında pazarladılar, 30 ayrı altın madeni ruhsatı verdiler

Show CommentsClose Comments

Leave a comment